Anneye Dair

London etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
London etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

9 Haziran 2012 Cumartesi

Kibarca dilenenler

Yaniniza metroda biri geliyor ustu basi kirli ama cok kibar bir ingilizceyle;

-Excuse me, I am sorry to disturb you but I am going to homeless centre in Camden before going there I would like have a cup of coffee, I have £1,20 (bu arada elindeki bozuklari gosterir) and I need £0,4 more to buy coffee, would you give me any spare change?

sen hong diye kalirken nasil birsey bu diye algilamaya calisip

-sorry, diye gecistirirsin ve evsiz arkadas tekrar donup

-It is alright, thank you very much, have a nice day, der ve bir kac adim gidip ayni konusmayi baskalariyla yapmaya baslar.
Anlam vermek biraz guc oluyor bu kibarliga ozellikle bir dilencinin agzindan bu kadar nazikane sozler sasirtiyor insani.. Karsinda burnunu karistiran takim kiyafetlilerin igrencliginin yaninda bir evsizin tavri onyargilari kirmada ideal bir yol.


bir de kartonun uzerine uyandirilmak istedigi saati yazanlar var; "wake me up at 7pm"  gibi ve kartonu goren herkes saatine bakiyor, bunu kendine bir borc bilircesine..

Sanirim bizdekilerle burdakiler arasindaki fark, burdaki evsizler evsiz olmayi seciyorlar, cunku devlet onlara kalabilecekleri yer veriyor ama onlar sokaklari tercih ediyorlar, bizdekiler ise gercekten evsizzz....

Bir de fundraisers lar var (bagis toplayicilar diye cevirebilirim sanirim) Bir yere bir yardimda bulundun diyelim cep numarani verdiysen ariyorlar zamanin var mi diye soruyorlar. Yok dersen var diyecegin gune kadar hergun ariyorlar. Sonra kagittan birsey okuyup ihtiyaci olan insanlari anlatip ayda £10 bagis yapmak ister misiniz diyorlar, sonra sen buna gucum yok diyorsun, baska bir olay okuyup £5 bagislamak ister misiniz derler, ardindan ona da hayir dedikten sonra 3 ayda bir £5 vermek istemez misiniz derler. Siz hayir dedikce onlar okumaya devam ediyorlar. Bunlarin sokaklarda bulunan tipleri de var yolunuzu kesip sizi soru yagmuruna tutarlar.


Bir taraftan hosuma gitmiyor gibi gelse de icten ice seviyorum bu yardimlasma olayini.....

25 Mayıs 2012 Cuma

Dolgu topuk ayakkabilar (Wedge sandals)

Cok yuksek topuklu ayakkabilar platformlar heryerde vitrinleri suslerken ben daha alcak dolgu topuklara yoneliyorum. Siz de benim gibi cok iyi degilseniz o kadar yuksek topuklu giymede veya hic kasmak istemiyorum diyorsaniz dolgu topuklari tavsiye ederim.  Ben cok satafatli tasli falan seylerden hoslanmam bakalim siz de sever misiniz benim begendiklerimi;

 Clarks dan Patience Ruby £49.99  Eminim rahattir ve palazzo pantolonlarinda salvarlarin altina da guzel olur hatta skinny jeans ile bile guzel olur diye dusunuyorum. Bunun bir de koyu kahvesi var


 Su ana kadar giyemedigim cok rahatsiz ayakkabilara yatirim yapmis oldugum icin bundan sonra hep giyebilecegim diyerekten ariyorum. Allah tan Amazon sayesinde giymedigim ayakabilari sattim tabi ama daha ucuza amann evde giyilmeden duracagina en azindan baskasinin ayakkabi dolabinda dursun dedim, giyip giymemek onlara kalmis :)

UGG den bir tane var soyle
Fiyati £123. 



bu sandalet Ash Roxy marka £139
Fly London marka bu sandaletler de £70, millet o kadar rahat diye yorum yazmislar ki websitelerine  goruntu olarak cok begenmesem de paylasayim dedim.

Benim ayaklar sorunlu ingilizlere gore 3 bize gore 36 kucuk 4 yani 37 de buyuk geliyor, her ayakkabinin da 3,5 numarasi uretilmedigi icin boyle bana acilir diyerek 36 numara aldigim ama acilmayan veya 37 aldigim icin acilan ve artik buyuk gelen ayakkabilardan cok cektim. O yuzden rahatlik once gelir bana artik ayakkabida, o kadar !! (Kime atar yapiyorsam ben de :))



Bir de sarki gelsin mi



4 Mayıs 2012 Cuma

Artik ne televizyon ne internet keser beni

Sonunda nerdeyse 3 haftadir duraksiz yagan yagmur iki gunlugune izin aldi derken hava durumu raporlari yeniden yenilendi ve yagmur yagmaya basladi daha da kotusu eksi dokuzlara kadar inebilirmis resmen kisa donus yaptik bahara azcik yaklasmisken. Master yaparken bir hocaya Ingiltere ne zaman dunya kupasini alacak diye sormustu biri o da hava durumunu dogru tahmin etmeye basladiklari zaman demisti. Aynen oyle umutsuz vaka, yarin gunesli gosteriyor sonra sabah uyanip tekrar kontrol ettigimde butun gun yagmurlu diyor.

Havadan sudan muhabbetler bunlar ama insanin psikolojisini tepetaklak ediyor. Piyasadaki yabanci dizilerin cogunu izleyip birgunde 7-8 bolum izleyerek gecen gunler ardinda bas agrisi ve sis gozler birakiyor ve oyle bir agirlik ki havada cikma hic yatagindan yemek de yeme al sana abur cubur diyor hergun disariya cikma planlari yapip ardindanda vacgeciyorsun. ozellikle de Turkiye deki hava durumuna bakinca daha bir icleniyor insan. Kuflendik ya burda nemden rutubetten.




Simdi bu ulkede niye surekli konusma mevzulari havalardan aciliyor daha net anliyorum... otobuste yanina oturan yasli teyzeler kendilerini aramayan sormayan cocuklarindan dolayi yalnizlikla basetme mucadelesi icindeler ama bir yerde patlak veriyor ve yanina oturur oturmaz hemen bir gulucuk gonderiyor oturamamis gibi yaparaktan, I didnot know the seats are so high, hihihihi, Eger gulumsediysen hemen atak cumlesi, it is chilly out there, isnt?, sonra senden bir kisa cevap -yes, Teyze durmaz ve devaminda dokturur kac tanesinin hikayesi var bende :)) Ben de saf ingilizce konusan zor bulunuyor diyerekten BBC ingilizcesi ile konusan bu teyzeleri biraz pratik yaparim diye dinlerdim ve hala da dinlerim ayrica bu teyzeler o Ingiliz ukalaligindan arinmislardir zamanin yipratmisligiyla, sirinlerdir. Ayni Turkiye de senin yurtta kaldigini ogrenipte evine yemek yemege davet eden teyze gibidir, candandir :)))

30 Nisan 2012 Pazartesi

I have a word to say about shampoos

Many of you may hear the sayings about shampoos and their effects to the human body. I have done some research and found out there are some people who actually make their own shampoo with soda and some other ingredients. I am not that fussy on the other hand not unconcerned.
I have twice bleached my hair and got various shades like vampire red, cherry colour, brown, purple and so on. It really damaged my hair. After a while I was not able to dye my hair because it just did not absorb the dye. Then I've shortened my hair and decided to go for natural products.

Therefore I did some research about the ingredients what makes them so harmful. Paraben is the first thing I came across. They say that one of the most harmful ingredients for shampoos is paraben. Then I have been to Wholefoods store and bought this product which is 99.8% natural and paraben free.

I am not so sure if this is a good product or not because whenever I try to use it is impossible to open my eyes and gives a deep burning sensation even though after the rinsing my hair. I am actually feeling discomfort with this product or paying special attention to keep away from my eyes the whole times.

 After using many chemical including bleach to my hair I decided to use natural to allow my hair recover itself. It is getting better though only not with this product. 

Finally I used my senses and decided to use Johnson's baby shampoo.


 They are for kids and babies therefore these products should include the least harmful ingredients in my opinion. I was actually right comparing to other unnatural shampoos, I did not know if it contains paraben but when I checked I found out it does not.
You can check that. To be honest I think this is away better than many other shampoos. What can be done more is adding two three drops of almond oil to your shampoo bottle and shacking it before using, you can get healthier hair with money saving from expensive brand. An easy tip worked for me, hope works for you too :))

29 Nisan 2012 Pazar

Lentil patties- Mercimek kofte


This is one of the Turkish originated food which is made with red lentils and fine bulgur (cracked wheat) and some greens. It is very yummy and actually easy to make and with nice presentation this is one of the food that you can offer to your visitors or just spoil yourself and your loved ones. here is the recipe and before than that this is how it looks like when it is ready to serve

Here is the ingredients;

1 full glass of red lentil
1 full glass of fine bulgur (it can be obtained from the Turkish supermarkets)
1 spoon of tomato paste
1 spoon of paprika paste (again from Turkish stores but if you cant get it, its okay that you can only add up some paprika powder
1 onion (medium size)
bunch of parsley
bunch of lettuce and sliced lemon (this is only for presentation not inside the food)
olive oil
salt,cummin, thyme, black pepper (up to the individual)

two glass of water and red lentil is boiled until lentils are soft, make the heat off and add up the whole fine bulgur allow it absorbing the whole water for about 15 minutes

on the other side in a frying pan fry onions with 2 spoon of olive oil and add up the tomato and paprika pastes

finally add the onions up to the lentil and bulgur mixture and add cut parsley and the flavours according to your taste and serve it with lettuce and some slices of lemon.

When you eat it is recommended to put in a lettuce piece and squeeze some lemon and it is yummy,

ENJOY!!!

MERCIMEK KOFTE

ICINDEKILER


1 bardak kirmizi mercimek
1 bardak ince bulgur
1 kasik domates salcasi
1 kasik biber salcasi
1 kuru sogan (orta boy)
Bir miktar maydanoz
Bir demet marul ve kesilmis limon ( icindekilerde degil de sunumunda kullanilacak) 
zeytinyagi
tuz, kimyon, kekik, karabiber (kisinin istegine gore ) 

HAZIRLANISI

2 su bardagi su ile kirmizi mercimek haslanir ve kirmizi mercimekler yumusadiktan sonra bulgur eklenir ve suyu emmesi icin beklenir agzi kapali olarak yaklasik 15 dakika 

 Diger taraftan soganlar 2 kasik zeytinyagi ile kizartilir ve domates ve biber salclari eklenir.

Bu karisim bulgur mercimek karisimina ilave edilir ve ardindan maydanoz eklenip karistirilir ve son olarak  baharatlar ve tuz istege bagli olarak eklenir.

Marulla ve uzerine limon siklLarak yenmesi tavsiye edilir. 

AFiyet Olsun!!



26 Nisan 2012 Perşembe

Ne Turkceyi ne de Ingilizceyi duzgun konusamayanlar

Bu tipler kafasi karismis tiplerdir. Ingilizcenin konusuldugu ulkelerde yasayip Turklerle de yabancilar kadar muhatap ola ola bir Turkce bir ingilizce konusmaktan belirli ingilizce kelimeleri Turkce cumlelerinin icine yerlestirip konusurlar. Amac havali gorunmek degildir. Bilmediginden veya oylesi daha kolay gelir.

Ben mi? evet ben de onlardan biriyim :)(: burda dogup buyuyenler gibi degiliz biz sonradan gelmeler :) Burda dogan buyuyenler okula burda gittigi icin ya duz guzel bir ingilizce aksanla ya da bolgesel aksanlar kullanip havalidirlar ama Turkceleride bir o kadar almanci :)) Hem onlarin sizin kadar zor bir adaptasyon sorunu yoktur belkide size oyle gelir. Herneyse benim uzmanlik alanim sonradan gelmeler :))

Ilk geldiginde otobus almak diye bir ifade duyarsin otobuse binmek yerine kullanilan o ne be dersin, take a bus dan yola cikmislardir. Sonra "delivery" denir hep eve servis yerine, Eve delivery yapiyor musunuz diye bir Turk saticiya sorarsaniz gayet dogal cevap verir hatta bu Euro tarzi kanallarda yapilan reklamlarda bile eve delivery yapilir lafi kullanilabilir. Icerden yadirgamasizsiniz disardan bakinca ne sacma oldugunu kavrarsiniz.

Bir de Turk marketine giderseniz sorulariniz daha da gariplesir "free range egg kalmadi mi?","semi skimmed milkler nerde acaba" falanlar filanlar.


O kadar cok ifade var ki icice kullandigimiz "top up yapmak", "appointment yapmak" gibi. Turkiye ye gittiginizde dikkat etmeniz gerekir bir yerlesti mi lugatiniza "pineapple" demek kirk yil dusunursunuz akliniza ananas oldugu gelmez. Sonra derler ki ingilizce konusa konusa turkceyi unutmus. Bilmezler siz beyne onu her iki dilde de oyle kodlamissiniz sorun orda. O yuzden boyle seylerle maruz kalmamak icin fazla hassasiyetle kullanirim Turkiye de nasil konustuguma.

Sonra bir kitap okursunuz Oktay Sinanoglunun "bye bye Turkce" diye universiteye bile evrenkent demeye baslarsiniz. Iyice allak pullak olursunuz. Sahi  ortasi yok mu bunun :))




Bu yazinin sizde biraktigi etkilerinden kurtulmak icin tavsiye edilen sarki asagida belirtilmistir :))








24 Nisan 2012 Salı

Sekerpare-Yapamam dedim yaptim, oldu :))

Istahi kabarik biriyle yasiyorsaniz her turlu yiyecegi yapmaya karsi hazirlikli olmalisiniz.  Canim sekerpare istedi deyipte ardarda surekli tekrarlarsa kacis yolunuz yoktur :) Sikayetci miyim, hayir hatta cok mutlu oluyorum sonuclardan. Sinirlarimi zorlamis oluyorum. Serbetli tatlilari yapmaya karsi biraz mesafeliyim acikcasi. Basarisiz olacagimdan korkuyordum. Bir de tereyagi olayindan hoslanmadigim icin tatlilarin icinde tereyagi varsa direk pas geciyordum. Ama israrlara dayanamayip tamam deyip kollari sivadim. Margarinin miktarini azaltip kalan kismi icin sivi yag kullandim. Bir nebze daha hafif oluyor ama neticede serbetli tatli. Yinede nam nam nam nam nam nam gomduk :))

Acikcasi internette bir iki tane tarif vardi ben de kendim yeni bir tarif harmanladim.  Fotograf cok iddiali degil ama tadi daha once yedigim sekerparelerden farkli degildi gayet lezzetliydi.

MALZEMELER

Yarim pakete yakin margarin
1 cay bardagi sivi yag
1 su bardagi irmik
1 paket kabartma tozu
1 paket vanilya
2 yumurta
3,5 - 4 su bardagi un
findik, fistik veya badem tepesi icin

SURUB ICIN

3 su bardagi toz seker
4 su bardagi su
1 limon suyu


HAZIRLANISI

Oda sicakliginda yumusamis margarin ve siviyagi ve un haric butun icindekiler konulur un azar azar eklenerek karistirilir. yumusak kulak memesi kivami diye tabir edilen (civik olmayan ele yapismayan rahat yogurulabilen hamur) kivama gelene kadar yogurulur. Parcalar ceviz buyuklugunde koparilip yuvarlak kivama getirilip yagli kagit serili tepsilere dizilir ve uzerine findik, fistik veya badem dizilir. Yaklasik 10-15 dakika   dinlendirildikten sonra 160 firinda onceden isitilmis firinda yarim saat civarinda pisirilir.

sonrasinda serbet in sekeri ve suyu konulup kaynadiktan sonra limon suyu eklenip 10 dakika daha kaynatilir.

Sicak sekerparenin uzerine ilik serbet dokulur ve bir kac saat beklendikten sonra yemeye hazir hale gelir.

Haftaya gene yapmayi dusunuyorum daha guzel olursa o onun fotolarini paylasirim. Afiyet olsuunnn.

It is a blue tuesday for me!!




Very depressing weather for days with unstoppable rain made me weak and afterwards I made my depression mode on. I started to developed the memories me and my friends in London having nice cup of coffee,going for shopping, having dinner together, getting around and so many other attractions that we did not really care about the weather. But now I only think about the previous nice days and have no intention to do something, actually anything. I even do not want to cook at all for my survival sleeping late at nights and waking up so late makes me act like zombies.

I know I can not bring back my friends that they have an established life in Turkey and other parts of the world but I can expect the weather to get better for me to start doing some individual staff. If you are in London you should have some companies like group of friends who really understand you otherwise your mood will change according to the weather conditions of London. I know being alone in London sucks moreover being alone in anywhere sucks!!!
To cheer up even in a depressing blue tuesday for me, I started with taking a smile as mentioned above (the second from right side is taken by me:)). Lets get away from this heaviness causing from the weather with a smile, maybe to get some action this helps too;

or........



22 Nisan 2012 Pazar

For Mango lovers!!

When I say mango I don't mean the international brand for clothing, I do like it too but actually I literaturally mean the fruit mango :)) Yes I love mango and this is the story of mango and me introduction and then loving process :))
Before coming to London as a tropical fruit I thought mango was called for a mixture of tropical fruits. I think this comes from the CapriSun juice brand. I was drinking that brand's mango juice with the thought of mixture of pineapple, passion fruit banana and so on.
In Turkey as far as I know we do not have mango trees at least we don't have it in the city where I grew up. Also I was not very adventurous after trying coconut and its failure on my mind :) (I think it tastes horrible) Also with my flatmate in Ankara we bought avocado and we could not arrange the time to eat and it went off until we eat it. I gave up on these trials afterwards.
I came to London five years ago which serve all types of fruits and vegetables around the world. As a fruit lover I started to work in a juice factory. (To be honest I did not started to work there because I love fruit it was only my optimistic view for finding the good sights of work :)) They mostly had tropical fruits including mango. I was surprised when I first met it and then did not like the taste much because the ones I tried either was not ripened enough or already off. I gave up on it because the working conditions in the factory was harsh and even I quitted the job mango resembled me to that factory therefore I was not attracted from mango at all :)) However I had interesting memories from that factory such as preparing juice for Beyonce :) (we haven't seen her of course but we heart that she loved one of the pomegranate juices made i our factory, then ordered a lot from it. I think she had bath with them :))


I met the smoothie of mango in the restaurant I worked and changed my ming again about it. The smoothie includes condensed milk, evaporated milk, mango pure, banana, ice cubes if I remember it right. You just put in a blender and its ready and very filling actually thats why not recommended with a heavy meal.


Then I forgot the whole unpleasant memories about it and became a mango lover again. I love eating it with yoghurt, or just cutting it in cubes and eating it alone or with honey. This is how we developed an on and off relationship with mango  :))

21 Nisan 2012 Cumartesi

Londra su siralar nasil dersen volume 2

Bunu diger basligin altina genel Londra fotolarimla paylasacaktim ama dedim ki Covent Garden ayrica anlatilmaya layik bir yer. Ozellikle gelince gidilmesi gereken klasiklesmis mekanlardan biri. Aslina bakarsaniz cok bir mimarisi veya dogasi oldugundan degil uyanik Ingilizler kendi yerlerini pazarlamayi cok iyi biliyorlar. yine de iyi olmus bu :) Haftasonu gidilmesi gereken bir yer cunku butun atraksiyonlar o vakit oluyor. Bir kac fotograf var onlarida aciklarim arada. Hadi bakem hosgeldiniz.
ortada bir yapi var icerde magazalar ve pazar gibim standlar var. el yapimi birseyler satiliyor.



Kravatlarin uzerine boyama yapmislar. genelde yabancilar ziyaret ettigi icin biraz pahali geldi bana £22 du fiyatlari kravatlarin ama orjinallerdi.

Bir orkestramiz vardi insanlar pubda iceceklerini icerken onlara muzik ziyafeti sunuyorlar ve ayni zamanda kendi albumlerini satiyorlar bu sekilde. 

Videolarini da cektim ne kadar ses geriden de gelse hissiyatini versin diye :) Gelmeyenler gelmis kadar olsunlar bu sekilde. Covent Garden bu kadardan ibaret degil tabiki. Her yerde bir gosteri var. Onlardan once birkac fotograf paylasalim






Bu mumlar pek bir hosuma gitti. biliyorum Turkiye de bunlardan var ama ben bu tarzlari ozellikle havucu hic gormemistim. Cicekliler de ayrica pek narince duruyor haksiz miyim:D

Kucaginda gercek sincap seven bu Chaplin'i de gosteri sirasini beklerken bir duvarin altinda buldum. Sarki soyluyordu kendi kendine facia bir sesle. Diyecektim senin konusmaman gerekiyor konseptine aykiri. boghhh di mi :D
Bu da gosterisini yapan biri. Ipler falan filan, tabiii yetenek sizsinizler gormus Turk olarak bu numaralari yemedik :). Kesmedi yani. 


Bunlarda klasik boyanip heykel gibi duran tipler. Sadece fotolarini cekip para vermedigim icin eminim bana gicik olmuslardir.
Iki tane daha sokak gosterisi paylasacagim. Bu birincisi uzak dogulu bir adam muzik yapiyordu. Bakiniz soyle

Bu da cok etkileyici olmasa da kisa tadinda bir gosteri idi. Buyrun bunu da izleyin ve Covent Garden i tanimis olun.
Bu arada videolar kucuk ve izlenmesi biraz yorucu. Kusura bakmayin ya da isterseniz hic bakmayin videolara olsun bitsin :)

Apple musteri hizmetlerini seviyoruz :))

Bu ne alaka denilebilir ama dunyanin heryerinde musteri hizmetleri ile ilgili bir kitlik var. Adamlara cok mu az para veriyorlar ya da bir daha aramayalim diye mi o suratsiz donuk hallere burunuyorlar bilinmez.  Bu tarz olaylarin musterinin bir urunu ilk kez satin almasinda bile etkili oldugunun farkinda degiller galiba sirketler. Benim de Apple urunlerini almaya karar vermem bir arkadasimin ipodunu dusurup yanlislikla uzerine basip kirdiktan sonra adamlarin hicbirsey sormadan yenisini vermeleriyle oldu. Dedim bu sirket cozmus olayi bir de dedim bu adamlarda para cok :))

Ben size bugun Covent Garden da yasadigim tecrubeyi anlatmak istiyorum. Biran once de Istanbul a da bir tane dogru duzgun Apple store acsinlar diyorum.

Iki kattan olusuyor magaza ve cok basit bir dosemesi var. Ikinci kat musterilerin onceden aldigi randevularla yonlendirildigi yer. Mavi giyinen ablalar ve abiler sizinle ilgilenen tipler. Hemen buyrun oturun diyip sizden once kac kisi bekledigini soyluyorlar. Bos vaatler yok yani. Biz gittik ve hemen check in yaptilar. Ardindan biri geldi genel manada laptopumuzla yasadigimiz problemi sordu. Iki dakika gecmenden adini tam hatirlamadigim (Adley mi neydi :)) yuvarlak gozluklu tombiscene bir tip geldi. Son derece arkadas canlisiydi problemi anlattik trackpad den kaynaklaniyor olabilir dedi. Ben bu arada yuzsuzluk yapip bilgisayarla ilgili bilmedigim ne varsa sordum. Normalde kullanimi icin parayla egitim veriliyor istersen ama biraz ugrasinca cozuyorsunuz zaten kendiniz. Ben kiyida kosede kalmis herseyi sordum. Bir ara saatime takildi ilgisi varmis plastik saatlere :)) Tam bir nerd :) Konudan konuya atliyor ve bize herseyi en ince detayiyla acikladi.

Gelelim sorunun cozulmesine. Sorunu cozdu ve ustune ustluk emin olmak istiyorum icim rahat etmeyecek diyip bir de trackpad i degistirdi. Babasinin mali degil ya kendi cebinden cikmiyor nasil olsa parasi :) Neticede sorun halloldu ve biz mutlu mesut ve hayatimizda gordugumuz tecrube ettigimiz en iyi musteri hizmetlerine tesekkur ettik. Bu arada 1 yillik garantisi oldugu icin £56 tutan masraf alinmadi. Herhalde o yuzden asagi kat yani satis bolumu bu kadar dolu idi.


20 Nisan 2012 Cuma

Zeytinyagli Kabak- Courgette in Olive oil

Zeytinyagli Kabak Yemegi

Evde ne varsa onlardan birseyler yapmak eminim sadece bana mahsus degil. Amma velakin bu kadar kisa surede adapte olmak mutfak sartlarina ve kafadan yemek uydurmak da anneden gecmedir herhalde. Zeytinyagli yemeklerde benim favori yemek cesidim cunku ete duskunlugum olmadigindan ot kisminda kendimi gelistirdim.

Icindekiler

2 sogan
5-6 kabak
2-3 domates
4-5 organik bebek misir (istege bagli)
zeytinyagi, dere otu, tuz, kekik
4-5 dis sarmisak

Hazirlanisi

Soganlari ikiye bolup halka halka dograyip tencerenin tabanina diziyoruz. Uzerine domatesleri diziyoruz ve onun uzerine sarmisaklari ayikladiktan sonra domateslerin uzerine onun uzerine de misirlari diziyoruz. En uste de iki parmak kalinliginda dogranilan kabaklari diziyoruz (Kabaklar pistikten sonra cabuk parcalandigi icin biraz kalin dogruyoruz) en nihayetinde yarim cay bardagi zeytinyagi bir miktar dere otu, kekik ve tuzu ekleyip hic su katmadan once orta ateste sonra kisik ateste pisirmeye devam ediyoruz.

Ben servis ederken yanina pilav yaptim ve sarimsakli yogurtla sundum. Burda isin sirri sanirm dere otu ve sarimsakta.
Afiyet olsun!!

Courgette in Olive Oil

Ingredients

2 onion
5-6 courgette

2-3 tomato
4-5 organic babycorn (optional)
olive oil, dill, salt, thyme
4-5 cloves of garlic

Cut the onions in two pieces and cut the onions as rings and place them in the cooking pot. Over the onions place tomatoes in the same way and peel the cloves of garlic as place baby corns if you like as one piece or make smaller pieces. On the top place courgettes which cut as two fingers width. (The reason why we make it a little wide than other vegetables is after they are cooked their shape is easy damaged therefore we cut it thicker ) Finally add up the half tea glass of olive oil, puch of salt, tyme and dill and cook it in mid heat for a while and slow heat afterwards without adding any water in. 

The way how I served it was with rice and yogurt with garlic pieces in. The touches for this dish for deliciousness I think base on the dill and garlic cloves. 

Enjoy !!!!!

13 Nisan 2012 Cuma

Ingiltereye ilk geldigimde beni sasirtanlar volume 2 :))

Beni sasirtanlar herkesi sasirtmayabilir dedim ya belki daha once baska yerleri gezmemekten kaynaklaniyor olabilir ama bana eglenceli geliyor bunlari paylasmak ve ayrica benim gibi bir suru insan var diye dusunuyorum. Gelelim moda ile ilgili olguya;

Tamam burasi yagmurlu bir ulke o yuzden ayni gunde gunes, yagmur, soguk, ruzgar dortlusunu fazlasi ile hissedebiliyorsunuz. Dahasi ve kotu griiiii bulutlu ve yagmurlu kisminin senenin 60% ini kapsamasi. Haliyle bu da insanlarin giyim kusamini cok etkiliyor. Kurklu birinin ayaginda sandalet gorme ihtimaliniz var veya siz atki bere, palto ve eldiven eslesmesinin icinde bile malum yerleriniz donarken karsi kaldirimdaki abinin kollari kivrilmis ince gomlekle gormek insana bir an nasilllll yaniii dedirtebiliyor. Bugunun tabiriyle bu neyin kafasi diye sorasiniz geliyor :))

Ayrica moda anlayisinin ozellikle ingilizlerde hic yerlesmemis oldugunu soyleyebilirim. Tabi bunu soylerken bazilarini kategorinin disina koyuyorum (Sarisin uzun boylu zayifcana olup fistik gibi giyinip kadin erkek herkesin hayranlikla baktiklari :)) evet tamam bizde ne uzun boy ne de sarisin cok olmadigindan bu insanlar bizim gozumuze pek bir guzel gorunuyor. Ama bir de obezite sorunuyla karsi karsiya olup da bunu inkar edercesine giyinenler. Ayrica ne giydigimin ne onemi var tarzinda takilanlar. Neyse konudan sapmayalim.

Demek istedigim zevksiz giyim ile ilgili fotograflar yukleyecegim ama suan bazi bolgeler var Bricklane gibi veya Camden Town gibi farkli zevklerin oldugu yerlerden bahsetmek istiyorum. Aslinda Camden Town u cok severim. Onlarin moda anlayisi bayagi bir cilginca nasil mi?



Ilk buraya gittigimde itiraf etmeliyim ki cok korkmustum tiplerden :) Ama gecen yil bir sure ben de stand actim birkac birsey sattim burda ve o kadar tatli insanlarla tanistim ki:) Tamam yasam seklimiz ve felsefemiz son derece farkli olabilir ama guzel olan kimse kimseyi sahip oldugu hicbir degerden dolayi elestirmiyor veya yargilamiyor. 

Tabi bu cogunluk degil gayet normal gorunen tipler ve insanlarda var Londra da:)) Ama bu insanlarla ilginc olan birsey soyleyeyim size bir arkadasim bu tiplerden birinin evine gittigini soylemisti ve ilginc olan evleri son derece derli toplu luksmus ona cok sasirmistim iste :)) Bildigin gothic abla evinin kadini cocuklarinin anasi imis :)) 

Magazalar a gelince;

kocaman koskocamanlar magazalar bir kac katli, butik cok yaygin degil ozellikle merkez kesimlerde ve magazalarda mayodan paltoya kadar ayakkabi semsiye bere yazlik kislik hepsi bir arada. Hatta ilaveten valiz, canta, cuzdan,  taki, corap, ic camasiri, pijama hatta bazilarinda yastik, yorgan vb. de mumkun. Ustteki resim tam bunun ornegi hersey ayni anda tek bir yerde. Bazen bir magazaya girip aksama kadar tek bir yerde takilabiliyorsunuz. Bayanlar ne dedigimi cok iyi biliyorsunuz :)))


Bu da beni taniyanlar bilir benim en begendigim magazadir. Butun marka urunlerin indirimlerinden yararlanabileceginiz gercek fiyati £160 olan bir designer pantolonu £15 a alabilmis bulunmaktayim bu magaza sayesinde. Nasil sevilmez ki degil mi :)))

Daha sonra burdaki indirim sezonlariyla ilgili ayrica bir yazi paylasacagim cunku inanin buna deger cilgin indirimler oluyor. Beni takip etmeye devam edin

Ingiltere ye ilk geldigimde beni sasirtanlar, volume 1 :))

Belki daha once bir yurtdisi tecrubem olmadigi icin (Pazarkule ve Kapikule sinir kapilarindan tarafsiz bolgeye 10 metre gecip gelmelerimiz haric :))) uzun hikaye neyse ilk geldigimde bircok sey enteresan gelmisti. Bu yaklasik 5 yil oncesine tekabul ediyor. Tabi simdi de Turkiye ye gittigimde bazi seyler enteresan geliyor cunku iki ulkeyi birden istesenizde takip edemiyorsunuz. Ben de buraya gelmeyi dusunenler veya gelenler veya ne bileyim merak edenler icin bu postada karar kildim. Simdi madde madde geliyor;

1) Bircok insanin evinde yemek pisirmemesi cok enteresan gelmisti. Bir restorant kulturu var akillara ziyanlik :)) Tamam yemege cikarsin da her aksam mi yaw. Tabi bunda uuuuuuppuzun tirnakli ablalarinda katkisi var tabi. Nasil mi?
Iste boyle ve bu normal kabul goren bir tirnak boyu hatta ablaya yakismis bile diyebilirim :)) Ben hicbir sekilde kullanamam o ayri. Tabi cogunda temizlik yap veya yemek pisir olayi gelismedigi icin cok sorun degil. peki ya buna ne diyeceksiniz

Gercekten bunu da gordum yani var boyle tipler gercekten cadi gibi etrafta geziyorlar. Tabi bu ablalardan bir attraksiyon beklenemez kisisel bakim disinda
 Tabi bu hazir yemek ve restorant olayinin hizli gelismesi icin sadece bir ara neden, muhtemelen insanlarin aylik degilde calistiklari kadar saat uzerinden maas almasi biraz daha zamanla yarisir yapmis durumu ve  ortaya bu cikmis
Bu gordukleriniz sadece hint yemekleri bolumu bunlarin italyan meksika falan filan diye devam eden bir suru cesidi var ustune ustluk corbasina kadar.Dahasi da var ne mi?



Gordugunuz gibi salatalar kesilmis dogranmis ve yikanmis tek yapmaniz gereken posetinden cikarip direk yemeye hazir. Ilk bana cok garip gelmisti bu kadar da usengeclik olmaz demistim ama sonradan baktim hem cok lezzetli hem de icinde hicbir katki maddesi yok o kadar hizli tukeniyor ki surekli raflar yenileniyor zaten ayrica her urunun uzerinde son kullanma tarihi var haliyle o sure dolar dolmaz raflardan aliniyor veya raf omru azalan urunler indirime giriyor yani yarin suresi dolacaksa ve sen bugun salata yiyeceksen ucuzundan alabilirsin.
Dahasi da var;
Nari bile sizin yerinize ayikliyorlar :)) veya cesit cesit meyve yemek isterseniz buyrun onun icinde alternatif var;


Gordugunuz gibi gayet dogranmis ayiklanmis yemeye hazir. Iste bir beni sasirtanlar bolumunun sonuna geldik. Beni takip etmeye devam edin ki tecrubelerimi sizinle paylasayim :))

11 Nisan 2012 Çarşamba

Londra su aralar nasil dersen

Burada uzun suredir yasiyorum. Ama yasayanlar bilir bu ulkenin kosturmacasini bir turlu turist gibi olamazsiniz belki sansliysaniz ilk geldiginizde birkac hafta gezersiniz sonra kaptirir gidersiniz zamanla yarismaya. Bende de boyle cereyan etti hadise ama su siralar hayli vaktim var. Ben de bu vakitlerde sehri geziyor fotograflar cekiyorum tamamen amatorce cep telefonuyla ama teknoloji sagolsun iyi birseylere donusturuyor olayi. Ailem ve arkadaslarim soruyorlar nasil diye buralar ve ben ya bilgisayarimi goturmemis oluyorum Turkiye'ye ya da bir sekilde telefonumda olmuyor. Bende en iyisi burda paylasayim dedim. Sorarlarsa link atarim sorun hallolur :))
Ilk olarak Londra hakkinda muhakkak cok duyduk ve cok gorduk ben o yuzden benim sapkamdan cikan Londra yi paylasacagim sizinle.
Bu resim Primrose Hill denilen kucuk bir tepecik ve icindeki parktan olusan yerden alinti. Havalar kisa surelide olsa isinmisti ve firsattan istifade  o cok guzel parklarindan birinden cektim bunu. Bana garip gelmisti ama insanlar bu ulkede azicik sicak gorduler mi bikinileri giyip gunesleniyorlar :))   



Sehir guzel dizayn edilmis her yerde yukaridaki resimdeki gibi bakimli parklar yapilmis kimine yapma goller ve hayvanciklarla sehrin kargasasindan uzak huzurlu bir ortam saglanmis. Bu resimde Regents Park'dandi. Bu ne boyle agac mi sadece yok mu bu ulkede baska yer diyorsunuz anliyorum herkes ben degil:))


Big Ben saat kulesi yaninda parlamento binasi London eye Thames River da hep ayni bolgedeler. Benim karemden hepsini goremiyorsunuz ama bizdeki dairesel mimarinden cok karesel bir mimari soz konusu burda. O yuzden Big Ben saat kulesi tum ihtisamiyla sizi selamliyor. 


Malumunuz ilk bahar geldi ya cicekler bocekler heryerdeler. Sikayetci degiliz o ayri. Ben de Camden Town da yururken bu manzarayi gordum ve hemen fotografini cektim. Bir kilise gordugunuz yapi.

Bu da Finsbury Park dan o da genisce buyukce bir park ve goletli kazli ordekli falan hani su kayik gezisi yapilanlardan. Havalar isinsin biraz hepsinin guzelce fotolarini cekip paylasacagim.

Tabi bu kadarla sinirli degil koskocaman sehir ama benim gozume takilan ve kaydettiklerim simdilik bu kadar, sayet firsat olursa cok daha fazlasini burda paylasacagim.

Sozumu tuttum aklima geldikce yeni fotograflar ekliyorum. Nisan 2012 itibariyle yogun yagisli havanin esiri olduk. Haliyle gunduzken aksama dogru izlenimi veren tipik Ingiltere havasiyla karsiyiz. Buyrun bir fotograf dunden
Soho Park merkez Londra yani Central london i ziyaret eden hemen hemen herkesin bilecegi yerdir. Soho denen yer essincel insanlara atfedilmis bir yer gibi gorunse de yine de her cesit insanin geldigi yerdir.

Bu iki fotograf da yine ayni parkin farkli acilardan cekilmis fotograflari. Ne kadar yogun bir sehir olmasina ragmen yine de aralardaki sokaklar ve bu manzaralar insani dinlendirmeye yetiyor.
Bir de Regents kanal fotosu bakiniz;
Bu gorunen teknelerin icinde bariz yasayanlar var. Nasil bizim ikametgah ev ise adamlarinda tekne. Soguk oluyormus bir arkadasim bir sure kalmisti da teknede o dayanamamisti geri donmustu turkiyeye. Bogayi da takdim edeyim;
Kadikoydeki bogayi tutmaz ama burayada bir tane yapmislar. Gallery nin yaninda kimse yuzune bakmiyordu.

Surekli guncelliyorum bu Londra yazisini bu da Temmuz 2012 itibariyle cekilmis fotolardan bazilari;

Camden Town herkesin bahsettigi Turkiye den gelirken size soylenecek mutlaka gezilmesi gorulmesi gereken yerlerden biridir.


Camden Street uzerinde bulunan bu alternatif kiyafet ve taki magazalari ilginc dis dizaynlari ile insani cok eglendiriyor.  


Alternatif ozellikel gothic kiyafet arayanlarin icinde kendilerini bulup sonra tekrar kaybedecekleri yerlerden sadece biri....


Yine ayni sokak uzerinde dovmeci mekanlardan biri amma duyduguma gore hijjen olayi pek gelismemis o yuzden tavsiye edilmiyor, ne kadar temizlendigi iddia edilse de hala yolda size esrar satmaya calisan tiplerle karsilasabilirsiniz, ama endiseye mahal yok her taraf sivil polislerle sarilmis durumda.
Daha bir suru fotograf eklemeyi planliyorum. Bilgisayarimdan gecmis yillara ait hicbir foto kalmadi zorunlu format yuzunden ve ben yeniden heryeri cekmeye calisiyorum dar vakitlerde..
Bugunun en son fotosu da Cyber teknoloji tutkunlari icin yuksek sesli bol isikli ve gurultulu bir magaza. Bu figure bayildim fotosnu cektim her ne kadar yasak denilse de, sonrasinda silmedim fotoyu :))