Anneye Dair

16 Ekim 2018 Salı

Rüzgar gibi geçti herhalde beni en çok etkileyen kitapları sıralasam ilk üçe kesin girerdi. Neden olduğuna dair net bir savım yok ama belki okuduğum dönemde böyle bir sürükleyici kitap okumaya ihtiyacım vardı ve bu kitap da tam istediğimdi. Belki de zaten kitap her türlü kendini okuturdu. Bilemiyorum. Bildiğim birşey varsa o da Scarlet ve Butler'ın hikayesi de o dönemin yankilerini anlatan detaylar da çok çok çok etkileyiciydi. Butler da pek bir karizmaydı ya...

Kitabı okuduğumda yurtta kalıyordum ve o kadar sürükleyiciydi ki okula gidememiştim kitabı bitirmeden... Tamam kabul belki ben biraz suyunu da çıkarmış olabilirim :)

Bu arada size söylemiş miydim kitap çok sürükleyici diye :))

rüzgar gibi geçti ile ilgili görsel sonucu




15 Ekim 2018 Pazartesi

Kafka'dan Gelsin " DÖNÜŞÜM"

Merhaba okuduğum yüzlerce, binlerce kitabı zamanında arşivlemediğim bir şekilde hakkında fikir yürüttüğüm fikirleri (burda anlatım bozukluğu var :) ama bozukluğumla kalmasını istiyorum)  bir yerlere kaydedip açıp bakma imkanım olmadığı için yeni okuduklarımı veya tekrardan okuduklarımı buraya not almak istedim.

Başlangıcı Franz Kafka "Dönüşüm" ile yapıyorum. Öncelikli olarak kitabın içeriği ile değil de dışı ve yayınevi ile ilgili bir iki kelamım var.

Yayın evinden kaynaklandığını düşündüğüm sıkıntı dört beş kere yazım hataları ile karşılaşmış olmam, seksen sekiz sayfa bir kitap için bu durumun biraz fazla olduğunu düşünüyorum.

Ayrıca sonradan yaptığım araştırmalarda dikkatimi çeken nokta Kafka'nın özellikle böcek resminin kapak olarak kullanılmamasını belirttiğine dair yazıyla karşılaştım ama günümüzde birçok yayınevinin böcek resmini kullandığını gördüm. Yazarın bu konuda hassasiyetini belirtmesine rağmen aynı hassasiyeti göstermeyen yayınevlerine pek bozuldum. Burda çeşitli atasözleri aklıma gelse de yazmıcam :)

İçeriğe gelince şaşkınlık içinde hadi bakalım bu hikaye nereye gidiyor diye okuduğum kitap bir çırpıda bitti. Belli noktalarda aklım daha bir karıştı, kardeşinin başta Gregor Samsa'yı sahiplenmesi ama sonradan onun gitmesini istemesi ve babasının Samsa'dan kurtulmak için onu yaralaması içimde garip duygular uyandırdı. En son da hizmetçiye ayar oldum. Hizmetçiyi derin devlete benzetmeleri de yok artık dedirtti ama düşününce neden olmasın fikri de uyanmadı değil.

Sistemin dışına çıkarsanız sistem sizi bir süre sonra böcek gibi görmeye başlar ve sizi dışlar diyor... Ağır sözler var...


6 Ağustos 2018 Pazartesi

Yuhhh 4 sene mi olmuş!!!!

Aradan geçen oncaaaaa zamandan sonra blogumun kıymetini anlayıp geri döndüm.

Geçen gün yaw ben bir günlük tutayım dedim ama sürekli yanımda mı diye uğraşmayayım dedim dedim aa bi dakka dur blog var. Sonra bir de sürekli çevremden çocuk bakımı, kitap, kişisel gelişim ve beslenme konularında sorular alıp herkese aynı şeyleri defalarca kez yazdığımı ve anlattığımı farkettim e bunun için de blog var.

Bir de en çok dert yandığım mevzu şu internet ortamında bilginin sürekli değişmesi ve gelişmesi ile artık iki ay önce öğrendiğin mevzunun sonrasında eski bilgi olması ama günün birinde tekrar eskinin kıymete binmesiyle mevzunun vintage değerini kazanması yüzünden her şeyi kaydedeyim diyorum. (Yazar burda ne dediğini kendisi de anlamadı eheheh)

Kaydedeyim ki eskiden ne yer ne içer ne okurdum bileyim kendi kişisel yolculuğuma göz attığımda artılarımı eksilerimi daha güzel analiz edeyim. Olmuş muyum çok mu başındayım söyleyebileyim. Olabilmek için daha kaç fırın ekmek yiyeyim bileyim (Ne ekmeği ya biri ekmek mi dedi, ekmeği bırakalı çok oldu, ama pastaya asla hayır demem :))

işin özeti buraya yazmak için çokça nedenim var. O yüzden nabıyoruz gençler ekşicilerin tabiriyle "hadi yeşillendirelim buraları :)". Yok yok canım siz stres olmayın ben kendim çalar kendim oynarım. Hem ben çalmakta çok iyi olmasam da oynamakta çok iyiyim.

Bu dört yılda kayıplarımla, kazançlarımla, artılarımla, eksilerimle, gelenlerle ve gidenlerle daha iyi bir ben olma yolunda mücadelem son gaz devam ediyor. Aşağıda bu dört senenin getirdiği en güzel hediye var. I koskocaman kalp Yağız Alp